related Translations

• davranış (n.)
  وضعية
  more ...
• tavır (n.)
  وضعية
  more ...
• tutum (n.)
  وضعية
  more ...

Examples

• Ortağım eşeğini daima sağlam kazığa bağlayan puştun tekidir.
  شريكي كان مغفلاً مقيتاً وضع ظهره خلف الحائط
• Arkamdan beni zehirlemeye çalıştı!
  "وضع ثلجا على ظهري"
• Arkama sür! Bütün gün bekleyemem.
  قم وضع على ظهري ايها اللعين
• İşte böyle! Bütün gün bekleyemem.
  قم وضع على ظهري ايها اللعين
• -Koymamda sakınca var mı?
  هل تمانع ان اضع قدماى هنا؟ هذا الوضع يريح ظهرى..
• Ayağımı koymamın mahsuru var mı? Sırtıma iyi geliyor.
  هل تمانع ان اضع قدماى هنا؟ هذا الوضع يريح ظهرى..
• İngiliz dün akşam geldi. İşler biraz karıştı.
  .لقد ظهر البريطاني .الوضع أصبح معقداً
• Uzaylılar beni kontrol etmek için sırtıma bir parazit koydular.
  وضع الفضائيون طفيلياً على ظهري للتحكم بي
• Bir erkek orta süsleri için heyecanlanamaz mı?
  وضع ملاحظة على ظهرها... ...كـ مجاملة للرجل القادم
• Eğer aç değilsen, bunları arka cebime geri koyabilirim.
  إذا أنت لست جائع، أنا أستطيع وضع هذه الظهر في جيبي.